The man thinks,
The horse thinks,
The sheep thinks,
The cow thinks,
The dog thinks.
The fish doesn't think.
The fish is mute.
Expressionless.
The fish doesn't think,
Because the fish knows Everything.




"nefes al nefes ver, nefes al nefes ver. işte böyle. şimdi gözlerini aç ve denize bak. güneşin ışıkları ile oynaşan boğazın tuzlu sularına. kışın artık bittiği şu günlerde kıyıya vuran yosunların yoğun kokusuyla havayı ciğerlerine çek. nefes al nefes ver. işte böyle yaşıyorsun. nefes alıp nefes vererek. ve işte böyle tekrar ediyor herşey. sabah güneşin doğması, senin uyanman, kahvaltını yapman ve derken günün geri kalanının aynı işlerle devam edip de uyku vaktinin gelmesi ve uyuman. nefe al ve nefes ver. yeniden güneş doğsun. aslında sıkılmak gibi bir lüksün yok ama sen varmış gibi kendini kandır. şimdi biraz daha gözlerini kapat. bugün güneş çok parlak. yaz gelmek istiyor ve gelecek de. kumlar da ısınmaya başlamış. ve denizin kokusu... yoğun yosun kokusu daha çok kendini hissettirse de o da denizin kokusu işte. genzinde tadını hissedene kadar bu kokuyu içine çekmelisin. böylece eve gittiğinde de kokusunu hala hissedebilirsin."
işte öğlen vakti sahilde kumlara gömülmüş plastik bir siesta sandalyede otururken buna benzer şeyleri düşünüyordum. tam da sevdiğim mevsim. ne sıcak ne soguk. güneş kendini hissettirecek kadar, bizi rahatsız etmeden parlıyordu. herşey tam kıvamındaydı, benim yeterince zaman boş boş denize bakabileceğim kadar.

Hiç yorum yok:

Günce arşivi

Okuyucular