The man thinks,
The horse thinks,
The sheep thinks,
The cow thinks,
The dog thinks.
The fish doesn't think.
The fish is mute.
Expressionless.
The fish doesn't think,
Because the fish knows Everything.

yeni hobim

ara ara böyle sıkıldıkça -ki özellikle evde boş boş çok oturduğum dönemlerde deli gibi içimi kemiren bir hırs gibi etrafımı kaplayan bir merakım nüksediyor. bu merak yaklaşık 1 aydır var. tam bir ay önce tatilden yeni dönmüşüm daha bismillah diyip msni yeni açtım ki öküzcük bana naber diyip ardından da pattananak artık yeni bir kız arkadaşım var dedi. yanında gezdirip görüştüğü kız kim, nasıl birisi, neyi onu cezbetti de yeni kız arkadaşı oldu da ben eski oldum diye diye sıkıntıma sıkıntı katmak yeni hobim haline geldi. bir de iyi mutluluklar dilerim kendine iyi bak dedim diye yüzsüz yüzsüz demez mi ne yani artık görüşmeyecek misin benimle? hırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr!!! tam anlamıyla rayların tam ortasında durmuş trenin üstüne olağınca hızı ve kuvvetiyle üstüne üstüne gelişini izleyen bir öküz! (bu durumda tren ben oluyorum.)
bir de şu sorun var ki beş yıldır birbirimizi tanımamıza rağmen farklı şehirlerde olduğumuz için durmadan onu kendimden iteliyordum. ve gecen yıl artık aynı şehirde olacagımız için görüşmeye başladık ama ben o kadar tembel ve üşengeçtim ki ayda bir kere görüşüyorduk. çocuk tabi en son sevgililer gününde benim uyuşukluğumdan dert yandı. soğuyuvermiştim ki zaten soğumaya da meğilliydim. sadece ben kendimi bilirken onun benden vazgeçemiyeceği düşüncesini öyle benimsemişim, öyle bir havalara girmişim ki(tabiri caiz görmeyin işte götüm öyle bir tavan yapmış ki) üç ay boyunca bir kere bile onu aramadığım ve onun da beni aramadığı halde bir gün bile kalkıp da niye bu herif beni aramıyor demedim bile. kesin kıvranıyordur dedim. pollyciğim sen kendini ne sanıyorsun ki dercesine bir ay önce bu müjdeli haberi bana verdi öküzcük. ah ah bir anda tokat gibi çarptı desem yeridir. terk edilmeyi de kendime yediremedim desem yeridir ki ayda bir kere görüşmekle hiçbir zaman sevgili olduğumuzu düşünmemiştim ama işte... anlayacağınız başkasının benim yerine tercih edilmesini olgunlukla karşılayamadım. üstüne üstlük de kız arkadaşı varken hala kalkıp da benimle görüşmek istemesini kendime hiç yediremedim, yakıştıramadım. havalara girmiştim ya kolay kolay da kendime birşeyleri yakıştırmamam normaldir diye düşünüyorum.
ve işte yine evde otur otur sıkıldığım bir gün yine aklıma o kız takılıverdi! yalnız öküzcüğü hiç düşündüğüm yok da kıza takıldım nedense. ahaha. takıntı yapacak derece değilim çünkü nedense o öküzcüğün benden daha iyisini bulabileceğini sanmıyorum. (hala totom tavandan inmemiş belli ki. birisinin tavanı tepeme yıkması gerek sanırım) oturdugumuz yerler de birbirine öyle uzak ki hani karşılaşma ihtimalimiz de yok. karşılaşsak da bir kızı görsem de çok güzelse dibim düşse eve gelip kendi kendimi bir gece yesem ve sonra tamam kız cidden güzelmiş yada seksiymiş yada havalıymış falan ne bileyim işte her ne halt ise onu desem. ama yok göremiyorum da. öyle evde mal mal oturup sıkılırken daha da çok kıvranıyorum işte. ara ara da internetin velinimetlerinden yararlanayım facebookuna bakayım belki kızla fotoğraflarını koymuştur diyorum ama orada da tık yok. ne bir fotoğraf var ne ilişikide yazısı ne de bir yakınlık derecesi ileri seviyede olan bir duvar yazısı...
yine oturdum kendi kendimi yedim. mutluyum. azıcık rahatladım. burada bu kız ne yazmış diyip okumaya başlayanaların beynini didiklediğim için de özür dilerim.
ama hala zihnimin bir köşesinden birisi resmen fısıldıyor:kim o kız, nasıl birşey ki artık seninle değil onunla görüşüyor, seksi mi, uzun bacakları mı var, bronz teni ve karamel rengi saçları? öküzcüğün zaten hep cadde kızı özentisi vardı beni de öyle olmam için fikir verme ayakları yapıyordu zaten belki de hazır yapılmışını buldu, belki de çok zeki ve espirili, senin gibi odun ve duygusuz da değildir bla bla bla...
höffff...!





.

6 yorum:

Dış dedi ki...

Üzgünüm ama "puhaha" efektli gülme krizimi maruz gör.
Yıllarca "ulan benim gibisini nerde bulacak" diyerek götüm tavanda gezdim. Sonra da sevgilisi olduğu haberini aldım.
Anlatıldığına göre superwoman'la karşı karşıyaydım. "Nasıl olur?!"larla kendi ağzıma sıçtım.
Sonra.. Sonra bir gün.. Kızın fotoğrafını gördüm ve hasktir dedim.
Aslına bakarsan hayal kırıklığına uğradım.. Onun gibi biri, böyle biriyle..
Götüm halen fezada.

polunochnaya dedi ki...

ahahaha
istediğin kadar gül valla. ben kendime hergün gülüyorum. nasıl oldu da bu götüm bu kadar tavanlarda anlayamadım.
ah ah benim de başıma böyle birşey gelecek diyor içimden bir ses. çünkü daha önceki kız arkadasının fotografını gördüğüm zaman hadi be demiştim. yine aynı şeyi söylemek için götüm tavanlarda bekliyorum.

Dış dedi ki...

Eminim öyle olacak, ama insanın aklı başına sonradan, gereksiz yere üzüldükten sonra geliyor. Hiç değmez, ben ettim sen etme diyorum ısrarla.
İmza: Başka bir balık ruhlu balık burcu kadını gezinen hatun

polunochnaya dedi ki...

elimden geldiğince bu sözünü dinleyeceğime söz veriyorum.
polly.

~pluvier dedi ki...

şimdi gelip, -o kızı sevmiyordum aslında, sen bi tepki verecek misin diye merak ettim.sen yine beni sallamadın.hani,bi daha denesek?-
falan dese, sen yine sallamayacaksın gibi:D
o yüzden, ex'sin yenisini ne diye sallayasın?
geçen gün alışverişteydim.
kadının biri bi bluz deniyor,siyah bişey böyle çok cool duruyor.
görevli kıza bundan başka var mı dedim...kız,yok*dedi.
az önce çok güzel değil sanki yaa,ıhhmm,mırığnn,kırıığn..* eden kadın, benim alacağımı anlayınca,ayy bu çok güzelmiş aslında ya, alayım ben bunu dedi.
onun gibi olmuş senin durum:)

polunochnaya dedi ki...

ahaha
aynen öyle olmuş da ben pek farkına varamamışım.
ve biliyor musun o anlattıgın gibi bir olayı alışveriş merkezinde ben de yaşadım da nasıl sinir olmuştum kadına.
ama şimdi iyi olmuş diyorum. bir anda kısmetim costu. üçer beşer geliyorlar. 0_o

=))

Günce arşivi

Okuyucular